Bilanço Esasına Göre Defter Tutulması Gerekirken İşletme Esasına Göre Defter Tutulması

Danıştay 4. Dairesi’nin 2007/913 Kararı ile verilen önemli bir karar, işletmelerin defter tutma şekilleri ile ilgili katma değer vergisi (KDV) uygulamalarını doğrudan ilgilendiren bir konuyu ele almaktadır:

  • Bilanço esasına göre defter tutulması gerekirken, işletme esasına göre defter tutulmuş olması, tek başına KDV indirimlerinin reddi için bir gerekçe teşkil etmez.
  • Karar, vergisel yükümlülüklerin yerine getirilmesinde defter tutma esaslarındaki şekil hatalarının vergi indirimi gibi mali hakların reddi için yeterli olmayacağına işaret etmektedir.

Danıştay'ın Değerlendirmesi

  • Defter Tutma Esası
    • Vergi Usul Kanunu’na göre bilanço esasına tabi olan mükelleflerin bu yönteme uygun defter tutması gerekir.
    • Ancak bir mükellefin işletme hesabı esasına göre defter tutmuş olması, işlemlerinin esası üzerinde bir tahribat yaratmıyorsa, bu durum KDV indirimlerinin iptali için yeterli görülmez.
  • Vergi Doğruluğu İlkesi
    • Vergi kanunları, işlemlerin özünü dikkate alır. Defter tutma şekli, işlemlerin gerçekliğini etkilemediği sürece, vergi indirimleri açısından bir engel teşkil etmemelidir.
  • Şekli Hataların Sonuçları
    • Danıştay, şekli eksikliklerin ve muhasebe usul hatalarının, mükelleflerin maddi haklarının gaspına neden olmaması gerektiğini vurgulamaktadır.

      Bu karar, mükelleflerin vergi idaresi karşısında haklarını koruma yönünden önemli bir emsal teşkil etmektedir.

    • Vergi idaresinin, sadece defter tutma şekline dayanarak mükelleflerin KDV indirimlerini reddetmesi hukuki değildir.
    • KDV indirimlerinin reddedilebilmesi için, işlemlerin gerçekliğine ilişkin somut bir tespit yapılması gereklidir.

Not: Bu tür durumlarla karşılaşan mükellefler, ilgili karar ve emsalleri inceleyerek, hukuki haklarını savunabilirler. İçeriği sayfadan ayrılmadan inceleyebilirsiniz. İndirmek için tıklayınız.


Yorum Yazın