Murisin hayatta iken bazı mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla mirasçılardan birine ölünceye kadar bakma sözleşmesi yaparak taşınmaz devri yapması nedenine dayanmaktadır. Konuya ilişkin temel ilkeler 2. Bölümde açıklanmıştır.

1.Davanın Hukuki Dayanağı

  • 1.1. Türk Borçlar Kanunu

    Muvazaa Hukukumuzda Türk Borçlar Kanunu’nun 19. Maddesinde Tanımlanmıştır. Ölünceye Kadar Bakma Sözleşmesi Türk Borçlar Kanunu’nda düzenlenmiş olup, ilgili hükümler aşağıda belirtilmiştir;

    • Tanımı: Ölünceye kadar bakma sözleşmesi, bakım borçlusunun bakım alacaklısını ölünceye kadar bakıp gözetmeyi, bakım alacaklısının da bir malvarlığını veya bazı malvarlığı değerlerini ona devretme borcunu üstlendiği sözleşmedir. (TBK 611. Madde)
    • Şekil şartı: Ölünceye kadar bakma sözleşmesi, mirasçı atanmasını içermese bile, miras sözleşmesi şeklinde yapılmadıkça geçerli olmaz. (TBK 612. Madde) Sözleşme, Devletçe tanınmış bir bakım kurumu tarafından yetkili makamların belirlediği koşullara uyularak yapılmışsa, geçerliliği için yazılı şekil yeterlidir.
    • Konusu: Bakım alacaklısı, sözleşmenin kurulmasıyla bakım borçlusunun aile topluluğuna katılmış olur. Bakım borçlusu, almış olduğu malların değerine ve bakım alacaklısının daha önce sahip olduğu sosyal durumuna göre hakkaniyetin gerektirdiği edimleri, bakım alacaklısına ifa etmekle yükümlüdür. Bakım borçlusu, bakım alacaklısına özellikle uygun gıda ve konut sağlamak, hastalığında gerekli özenle bakmak ve onu tedavi ettirmek zorundadır. (TBK 614. Madde)
    • İptali ve tenkisi: Bakım alacaklısı, ölünceye kadar bakma sözleşmesi yüzünden kanuna göre nafaka yükümlüsü olduğu kişilere karşı yükümlülüğünü yerine getirme imkânını kaybediyorsa, bundan yoksun kalanlar sözleşmenin iptalini isteyebilirler. (TBK 615. Madde)
  • 1.2. Türk Medeni Kanunu

    Miras Sözleşmesine ilişkin hükümler Türk Medeni Kanunu’nda düzenlenmiştir. Söz konusu hükümlere göre “ölünceye kadar bakma sözleşmesi” miras sözleşmesi şeklinde yapılmadıkça yani resmi vasiyetname şeklinde düzenlenmedikçe geçerli olmaz.

  • 1.3. 01.04.1974 Tarihli 1974/1 Esas 1974/2 Karar Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı

    Muris muvazaası davasına ilişkin temel kriterler kanunla değil 01.04.1974 Tarihli 1974/1 Esas 1974/2 Karar Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı ile belirlenmiştir.

2. Ölünceye Kadar Bakma Sözleşmesi İvazlı Sözleşme Türlerindendir.

Bakım alacaklısı, bu sözleşmenin kurulmasıyla bakım borçlusunun aile topluluğuna katılmış olur.Bakım borçlusu almış olduğu malların değerine ve bakım alacaklısının daha önceden sahip olduğu sosyal durumuna göre hakkaniyetin gerektirdiği edimleri, bakım alacaklısına ifa etmekle yükümlüdür. Bakım borçlusu, bakım alacaklısına özellikle uygun gıda ve konut sağlamak, hastalığında gerekli özenle bakmak ve onu tedavi ettirmek zorundadır. Bakım borçlusunun bakıp gözetme yükümlülüğü aksi kararlaştırılmadığı sürece, bakım alacaklısını ailesi içerisine alıp ikametgâh temini, besleme-giydirme, hastalığında tedavi, manevi yönden de her türlü yardım ve desteği sağlama gibi ödevleri kapsar. Bu görevlerin yerine getirilmesi halinde ölünceye kadar bakım sözleşmeleri taraflarına kişisel hak sağladığı için tapu iptali ve tescil davasını bakım borçlusu ya da onun külli halefleri bakım alacaklısının mirasçılarına karşı açabilirler.

3. Ölünceye Kadar Bakma Sözleşmesi Kural Olarak Miras Sözleşmesi Şeklinde Yapılmadıkça Geçerli Olmaz.

Resmî şekilde düzenlenmeyen ölünceye kadar bakım sözleşmelerine değer verilerek tapu iptali ve tescil hükmü kurulması mümkün değildir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.02.2008 tarihli ve 2008/14-70 2008/104 sayılı kararı) Bununla birlikte devletçe tanınmış bir kurumun yetkilisi tarafından yazılı olarak yapılması kanunda yeterli görülmüştür.

4. İpotek Hakkı

Bakım alacaklısı, haklarını güvence altına almak üzere, devredilen taşınmaz üzerinde yasal ipotek hakkına sahiptir.

5. Özel Bakım İhtiyacı Şartı Bulunmamaktadır.

Bakıp gözetme koşulu ile yapılan temliki işlemin geçerliliği için sözleşmenin düzenlendiği tarihte bakım alacaklısının özel bakım gereksinimi içerisinde bulunması zorunlu değildir. Bu gereksinmenin sözleşmeden sonra doğması ya da alacaklının ölümüne kadar çok kısa bir süre sürmüş bulunması da sözleşmenin geçerliliğine etkili olamaz.

6. Muvazaa Davası

Kural olarak bu tür sözleşmeye dayalı bir temlikinde muvazaa ile illetli olduğunun ileri sürülmesi her zaman mümkündür. Muvazaa, irade ile beyan arasındaki kasten oluşturulan uyumsuzluktur. Başka bir anlatımla muvazaa; tarafların üçüncü kişileri aldatmak amacı ile ve fakat kendi gerçek iradelerine uymayan ve aralarında hüküm ve sonuç doğurmayan bir görünüş oluşturmak hususunda anlaşmalarıdır.Böyle bir iddia karşısında, asıl olan tarafların sözleşmedeki gerçek ve müşterek amaçlarının saptanmasıdır. Şayet bakım alacaklısının temliki işlemde bakıp gözetilme koşulunun değil de, bir başka amacı gerçekleştirme iradesini taşıdığı belirlenirse sözleşmenin ivazlı olduğundan söz edilemez. En sade anlatımla muvazaa, irade ile beyan arasında kasten yaratılan aykırılık olarak tanımlanabilir. Böyle bir iddia karşısında, asıl olan tarafların akitteki gerçek ve müşterek amaçlarının saptanmasıdır. Sözleşmede bağış amacının üstün tutulduğu sonucuna varılırsa Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu'nun l.4.l974 gün ve l/2 sayılı İnançları Birleştirme Kararı olayda, uygulama yeri bulur. Belirtmek gerekir ki 1.4.1974 tarihli ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı, mirasbırakanın tapulu taşınmazlarının temliklerinde yaptığı muvazaalı işlemlere ilişkindir.

7. Muvazaa Davasında Kriterler

  • 7.1. Yerleşik Yargıtay İçtihatlarına Göre Miras Bırakanın, Ölünceye Kadar Bakıp Gözetme Karşılığı Yaptığı Temlikin Muvazaa İle İlletli Olup Olmadığının Belirlenebilmesi İçin Sözleşme Tarihinde Murisin;
    • Yaşı,
    • Fiziki ve Genel Sağlık Durumu,
    • Aile Koşulları ve Mirasçılarla İlişkileri,
    • Elinde Bulunan Mal Varlığının Miktarı,
    • Sözleşme İle Temlik Ettiği Malın, Tüm Mamelekine Oranı,
    • Sözleşme İle Temlik Ettiği Malın Makul Karşılanabilecek Bir Sınırda Kalıp Kalmadığı Gibi Olguların Göz Önünde Tutulması Gerekiyor.
  • 7.2. Bakım Borçlusuna Temlik Edilen Taşınmazın Murisin Tek Taşınmazı Olması Durumunda Muvazaanın Değerlendirilmesinde Tüm Kriterlerin Göz Önünde Bulundurulması Gerekiyor. Zira Bu Durumun Aksi Yargıtay’a Göre Tek Taşınmazı Olan Veya Taşınmazları Arasında Daha Değerli Bir Taşınmazı Bulunan Kişilerin Ölünceye Kadar Bakım Akdi Yapamayacakları Sonucunu Doğuracaktır.
  • 7.3. Yargıtay’a Göre Taşınmaz Devri Satış Olarak Gösterilse De Gerçekte Murise Özel Bir Bakım Varsa Ölünceye Kadar Bakım Sözleşmesinin Varlığı Kabul Edilebilir.

8. Temlik edilen malın bütün mamelekine oranı, bunun makul karşılanabilecek bir sınırda kalıp kalmadığı gibi bilgi ve olguların göz önünde tutulması gerekir.

9. Sözleşmenin Feshi

Kanunda sözleşmenin sona ermesi ihtar verilerek fesih ve ihtar verilmesine gerek olmadan fesih olmak üzere ikiye ayrılır.

10. Bakılmadığını İleri Sürme Hakkı

Yargıtay’a göre ölünceye kadar bakım akitlerinde bakılmadığını ileri sürme hakkı bakım alacaklısına aittir. Mirasçılar tarafından bakım alacaklısına bakılmadığını ileri sürülürse bunun dinlenmesine yasal olanak yoktur. Kaldı ki, bakım alacaklısı sağlığında dava açmadığına göre bakıldığının kabulü zorunludur.


Yorum Yazın