Uyuşmazlık, kavram olarak, iki hukuk süjesi arasında, bir hakkın, borcun, ödevin, bir hukuki durumun varlığı ve kime ait olduğu konusunda çıkan anlaşmazlıktır. Vergi uyuşmazlıklarını hukuk bağlamında tanımlayacak olursak; Vergi Hukukunun uygulanması sonucu, devletle vergi mükellefi arasında çıkan uyuşmazlıklar olduklarını söyleyebiliriz.

Vergi Hukuku, devletle vergi mükellefi arasında var olan alacak-borç ilişkisini düzenleyen hukuk dalıdır. Bu alacak-borç ilişkisi, bu hukukun normları tarafından yönetilir. Vergi, mükellefi için, borç; Devlet içinse, alacaktır. Ancak; bu borç ya da alacak Özel Hukuktan farklı olarak; iki taraf arasındaki sözleşmeden veya vergi mükellefinin haksız fiilinden ya da Devlet aleyhine sebepsiz zenginleşilmesinden kaynaklanmaz.

Vergi alacağı ve dayanağını devletin egemenlik hakkında bulur. Yine, Özel Hukuktan farklı olarak, verginin, devletle mükellef arasında kurduğu alacak borç ilişkisinde, ilişkinin tarafları eşit değildir. Devlet, mükellefe nazaran üstün hak ve yetkilere (kamu gücü kullanma yetkisine) sahiptir. Devlet, gerektiğinde, bu gücünü kullanarak, gönül rızası ile ödenmeyen vergiyi, zorla tahsil yoluna gidebilir.

Bu yüzden; vergi ilişkisi, eşit konumda olan hukuk süjeleri (özneleri) arasındaki ilişkileri düzenleyen Özel Hukuk (Borçlar Hukuku) kurallarına tabi değildir. Vergiyi doğuran olay ve hukuki durumların birer özel hukuk işlemleri olmalarına karşın, bu böyledir. Söz konusu ilişkinin, devlet tarafından kamu gücü kullanılarak oluşturulan diğer ilişkilerde olduğu gibi, devletin üstün hak ve yetkileri ile bu hak ve yetkiler karşısında güçsüz durumda bulunan vergi mükellefinin çıkarlarını dengeleyen özel kuralları vardır. Bu kuralların bütününe, Vergi Hukuku denilmektedir.

Vergi Uyuşmazlıkları Çözümünde İdari ve Yargısal Yolların Rolü

Vergi uyuşmazlığı adını vermiş olduğumuz, uyuşmazlık, ister dar anlamda, isterse geniş anlamda alınsın, gerçekte bir tür idari uyuşmazlıktır. Bir uyuşmazlığı idari yönetsel olarak niteleyen; İdare Hukukunun kurallarına göre kamu gücü kullanarak faaliyet gösteren idari makamların, kamu hizmetinin yürütümü sırasındaki işlem ve eylemlerinden veya idari nitelikteki sözleşmeden kaynaklanıyor olmasıdır. Vergiyi tarh, tahakkuk ve tahsil eden; bu işlemlerle ilgili diğer işlemleri yapan vergi daireleri, gümrük idareleri, il özel idareleri ve belediyeler, gerçekte, Türk İdare Teşkilatı Şemasının merkezi veya yerel idarelere dâhil, birer idari makamdır.

İdari uyuşmazlıklar da, tıpkı iki eşit kişi arasındaki uyuşmazlıklarda olduğu gibi; ya uyuşmazlığa taraf olanlar arasında bir taraf, diğer tarafın haklılığını kabul ederek veya orta yol bulunarak çözülür ya da olay mahkemeye intikal eder; yargıç tarafından uyuşmazlığa çözüm getirilir.

  • 1. İDARİ ÇÖZÜM YOLLARI: Taraflar arasında bulunan çözüm yollarına, biz, çözümün, sonuçta, idarenin inisiyatifine bağlı olması ve esasen, bu yollara ilişkin kuralların idari usul yasalarında öngörülmüş bulunması sebebiyle idari çözüm yolları diyoruz. Bu çözüm yollarına, alternatif çözüm yolları da denilmektedir.
    • Tarhiyat öncesi ve tarhiyat sonrası uzlaşma,
    • Pişmanlık ve ıslah müessesesi,
    • Cezalarda indirim müessesesi,
    • Düzeltme ve şikayet başvuruları,
    • Kamu Denetçiliği (ombudsman) müessesesi, bu tür çözüm yollarıdır.

    Bir türlü yasalaşmayan ve bu yüzden kadük olan İdari Usul Yasası Tasarısında getirilmek istenilen arabuluculuk müessesesinin de, bunlar arasında olduğunu söyleyebiliriz.Dahası, Kanun koyucunun, türlü adlar altında, zaman zaman, yürürlüğe koyduğu af yasalarını da, kimi yönleri bakımından, idari çözüm yolu olarak görebiliriz.

  • 2. YARGISAL ÇÖZÜM YOLLARI: Taraflar arasında çözüm sağlayan yollara idari çözüm yolları denilmesinden hareketle, vergi uyuşmazlıklarının yargı yerince çözümlenmesini de, doğal olarak, “yargısal çözüm yolları” olarak adlandırıyoruz. Bu çözüm yollarına ilişkin görev ve usul kuralları, 20 Ocak 1982 gününde yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren, 2575 sayılı Danıştay Kanunu, 2576 sayılı Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemeleri Kuruluş Ve Görevleri Hakkında Kanun ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununda öngörülmüştür. Bu Kanunlarla oluşturulan ve adına İdari Yargı Düzeni denilen yargı düzeninde, altta, ilk derece mahkemesi olarak, idare ve vergi mahkemeleri; üstte ise, tek hâkim kararları ile sınırlı kurul kararları için itiraz mercii olarak bölge idare mahkemeleri, ilk derece mahkemelerinin diğer kararları için ise, temyiz mercii olarak Danıştay bulunmaktadır. Danıştay dava dairelerinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla vermiş olduğu kararlara karşı ise; ilgisine göre, İdari veya Vergi Dava Daireleri Kurulu, üst mahkeme olarak görev yapmaktadır.