Taksirle insan öldürme, dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı bir kusurlu davranış ile öngörülebilir nitelikte bir neticenin öngörülemeyerek bir kimsenin hayatına son verilmesidir. Bilinçli taksirle insan öldürme ise yapılan kusurlu davranış ile bir kimsenin ölebileceğinin fail tarafından öngörülmesine rağmen, şansa veya kişisel becerilere güvenilerek davranışın yapılmasıdır. Taksirle ölüme neden olma suçu, Hayata Karşı Suçlar bölümünde Türk Ceza Kanunu md. 85'te düzenlenmiştir.

İster basit taksirle öldürme suçu, isterse bilinçli taksirle öldürme suçu olsun; her iki halde de failin ortaya çıkan insan öldürme sonucunu istememesi halinde taksirli sorumluluk meydana gelir. Fail, insan öldürme neticesini bilerek ve isteyerek fiili gerçekleştiriyorsa taksirle öldürme suçu değil, kasten öldürme suçu söz konusu olur. Taksir ile işlenen fiil neticesinde ölüm meydana gelmez ve mağdur yaralanırsa taksirle yaralama suçu işlenmiş olur.

Türk Ceza Kanunu’na Göre Taksirle Ölüme Neden Olma ve Bilinçli Taksirle Öldürme

Taksirle ölüme neden olma suçu işleyen fail aleyhine, mağdur yakınlarının (anne, baba, eş, çocuklar, kardeşler vb.) maddi ve manevi tazminat davası açma hakkı vardır.Taksirle adam öldürme suçu şikâyete tabi bir suç değildir. Savcılık suçun işlendiğini öğrenir öğrenmez fail hakkında resen soruşturma yapar ve kamu davasını açar. Söz konusu suç için Türk Ceza Kanunun'da belirlenen dava zamanaşımı süresi 15 yıldır. Yani, savcılık bir kimsenin taksirle öldürüldüğünü, ölümden itibaren 15 yıl içinde haber alırsa soruşturma başlatabilir. Dava zamanaşımı süresi geçtikten sonra soruşturma yapılamaz.

Müşteki, kamu davası açıldıktan sonra dahi şikâyet hakkını kullanarak ceza davasına müdahil olabilir. Ceza hukuku ile ilgili detaylı bilgi için diğer sayfalarımızı ziyaret edebilirsiniz.